FIGU nedir?

GÜNCEYE DAİR

Bu günce FIGU kuruluşuna resmî bir şekilde ait değildir ve FIGU tarafından aktarılan her türlü bilginin Türkçe dilinde yalnızca tarafsız bir çeviri hizmeti sunmaktadır. Resmî olup çevrilmiş olan bilgiler telif hakkına sahiptir ve gönderi sonlarında belirtilmiştir. Kişisel gönderiler ise bu güncenin sahibi tarafından yazılmaktadır ve yazar ismi gönderi sonunda belirtilmektedir.

BİLİNMEYE DEĞER VE OKUNMASI RİCA EDİLEN BİR YAZI

Milyarlarca yıldır evrensel yalvaç ve elçi Nokodemion'dan beri süregelen bir görevin temsilcisi olan ‹Billy› Eduard Albert Meier (BEAM) hiçbir anlamda ve bakımda başka insanlara bir mürit veya tarikat lideri vasfında davranan bir insan DEĞİLDİR, dolayısıyla sadece bir kılavuz ve öğretmen sıfatı sürdürmektedir.

FIGU, sözüm ona "Yeni Çağ" (New Age - Wikipedia) adı altında bulunan "spiritüel ilerleme/gelişim", yücelmiş evliyalar/ustalar, yüksek/ileri varlıklarla temas kurma, ışık varlıklarından ilhamlar edinme, parapsikoloji, meleklerle iletişim, sihir ve büyü vs. gibi ezoterik ve salt gerçeğe aksi düşen saçmalıkları barındıran bir tarikat veya kuruluş DEĞİLDİR.

FIGU, katiyen dinyayar bir yolda ilerlemez ve bu yüzden etrafında "havariler veya müminler" toplamayı gütmez.

Dolayısıyla FIGU üyeleri herhangi bir din öğretisine ait mümin insanlar olmayıp yaratılışsal gerçeğin arayışını sürdüren kişiliklerdir.

FIGU kuruluşu hiçbir anlamda belli bir felsefeyi, dünya görüşünü, düşünce tarzını, zihniyeti, spiritüel doktrini vs. yaymayı amaçlayan ve bir müridin veya bir din liderinin kullarının üzerinde asasını savurduğu ve onlara emirlerini yağdırdığı bir tarikat hiçbir şekilde DEĞİLDİR ve OLMAYACAKTIR.

FIGU üyeleri her anlamda ve her bakımda eşit haklara ve özgür iradeye sahip insanlardır ve HERKES kendi eylemleri ve yaptıklarıyla sorumludur. Kimsenin birbirinden fazla veya az değeri yoktur.

FIGU, katiyen insanlara bir fikri veya belirli bir düşünce tarzını dayatma yoluyla insanların aklına sokma yöneliminde bulunmaz. FIGU'nun izlek düşüncesi bir fikri dayatmaktansa hakikati ve ilgili gerçekleri gözler önüne sürerek insanların bunları kendi bilinçleriyle ve akıl melekeleriyle üzerine düşünüp tartıp ve bunun sonucunda ortaya çıkan fikirleri ve bilgi değerlerini de göz önünde bulundurarak doğru mu yanlış mı olduğuna insanın kendi hür iradesiyle karar vermesine dayalıdır.

FIGU'nun ereği; Billy'nin, Plejarenlerin ve hatırlanması zor devirlerden beri hayatlarını barışçıl ölçütlere ve etkilere ve evrensel gerçeğe göre sürdüren diğer dünya dışı kökenli insanların da desteğiyle gerçeği dünya çapına yaymaktır.

FIGU'nun bir diğer hedefi ise tüm insanlar hayatlarını gerçeğin öğretisine göre şekillendirmesi gerektiğidir ki böylece gerçeğin uygulanışı ve yasaları ve buyrukları Yaratılışa uygun bir usulde başarılı bir şekilde insanlarda etkisini bulsun.

FIGU, insanları aşırı nüfus artışı, insan işkencesi, kadınlara, hayvanlara ve çocuklara yapılan zulümler, idam cezası gibi tüm insanoğlunu ilgilendiren en önemli konulara ve meselelere dair bilgilendirmekle görevlidir. Bu amaçla her ülkenin hükûmetine yazılar gönderip güncel durumları gözlerinin önüne sermektedirler. Bilmukabele bahsi geçen konularla meşguliyeti olan veya herhangi bir ilgisi bulunan kuruluşlara, derneklere ve diğer gruplara olduğu gibi şahsi kişilere de yazılar göndermekteler.

Billy’nin 1998'deki bir röportajında bahsettiği üzere:

FIGU’nun hedefi yaratılışsal doğal yasa ve buyruklara dair gerçeğin dünya çapında yayılmasını sağlamaktır. Aynı zamanda bu yasa ve buyruklara göre olan dirlik yoruğunu da yaymaktır ki bu sayede insan sevgi, bağdaşım, insancıllık ve ehemmiyetli bir evrim gerçekleştirip yaşayabilsin.

Yaratılışsal doğal gerçeğin öğretisine ilişkin görevler bayağı çeşitli. Örnek vermek gerekirse; aşırı nüfus artışına, işkence ve ölüm cezasına, kadınlara yapılan ayrımcılığa, çocuk istismarına karşı mücadele vermekle kalmayıp hayvanları ve doğayı koruyarak ihtiyaç sahiplerine de yardım ediyoruz. Ayrıyeten gıda, giyim, ilaç ve ev aletleri konusunda da katkıda bulunuyoruz.

FIGU’nun faaliyetleri arasında günlük hayatta ortaya çıkabilen durumlarla ilgili danışmanlık yapmak da bulunuyor. Bu tür bir danışmanlık elbette ki ücretsiz olarak veriliyor. Doğrusunu istersen hiçbir şekilde kâr gütmeyen ve kanun hükmünde bir kuruluşuz.

Thursday 2 September 2021

Yaratılış/Evren Kuşakları

 The Future Of Mankind - A Billy Meier Wiki - Contact Report 143

www.futureofmankind.co.uk/w/images/c/c1/Plejadisch-plejarische_Kontaktberichte_Block_4%2C_2004_-_CR_133_to_181.pdf


Yaratılış/Evren Kuşakları

10. Das Universum teilt sich in sieben Einheiten resp. Ringe oder Gürtel, die gesamthaft zusammen das komplette Universum bilden, wobei alle diese Ringe gegenseitig gegeneinander rotierend sind, verschiedene Durchmesser haben und eine eiförmige Gestalt aufweisen.

10. Evren yedi bölüme, daha doğrusu evreni bir bütün hâline getiren halkalara veya kuşaklara ayrılmaktadır ve tüm bu halkalar karşılıklı olarak devinip farklı çaplara sahip olup yumurtamsı bir biçim sergilemektedir.

11. Diese sieben Ringe, die wir Gürtel nennen, sind folgende:

11. Kuşak dediğimiz bu yedi halka aşağıdaki gibi şunlardır:

12.    i. Zentralkern-Gürtel
        ii. Ur-Kern-Gürtel
       iii. Ur-Raum-Gürtel
       iv. Festkörper-Universum-Gürtel
        v. Umwandlungs-Gürtel
       vi. Schöpfungs-Gürtel und
      vii. Verdrängungs-Gürtel,

12.    i. Orta Çekirdek Kuşağı
        ii. Ast Çekirdek Kuşağı
       iii. Ast Uzay Kuşağı
       iv. Katı Gövde Evren Kuşağı
        v. Dönüşüm Kuşağı
       vi. Yaratılış Kuşağı ve
      vii. Kaydırım Kuşağı,
    
Wobei wir den Schöpfungsgürtel auch Schöpfungsmaterie-Gürtel oder Expansions-Gürtel nennen, wobei der Verdrängungs-Gürtel, der letzte und äusserste, nach deinem Sinn einen Ramm-Gürtel verkörpert.
            
Yaratılış Kuşağına biz Yaratılış Özdek Kuşağı ya da Genişleme Kuşağı da diyoruz; en dışta bulunan Kaydırım Kuşağı ise senin deyişine göre Tokmak Kuşağını da bulundurmaktadır.

13. Das Festkörper-Universum nun ist jener Teil des Universums, in dem die Feste existiert, also die gewordenen Gestirne usw. mit allen ihren Lebensformen.

13. Katı Göve Evreni ise içinde katı özdeğin bulunduğu ve tüm dirlik biçimlerine ev sahipliği yapan yıldızları içeren evrendeki tek bölümdür.

14. Dieses eigentliche Festkörper-Universum wird errechnet vom Ende der Schöpfungs-Urkern-Aussenwand bis zum Beginn der Aussenwand des Umwandlungs-Gürtels, der einen Halbdurchmesser von 7869 Oktilliarden Lichtjahren aufweist und somit der nächstgrösste Gürtel nach dem Schöpfungs-Gürtel ist.

14. Katı Gövde Evreni, Yaratılış Ast Çekirdeğin dış duvarından Dönüşüm Kuşağının dış duvarının başlangıcına kadar hesaplanmaktadır ve bu da 7869 oktilyon ışık yılına denk düşen bir yarıçap verir ve böylelikle Yaratılış Kuşağından sonra gelen en büyük kuşak hâline gelir.

15. Die Aussenwand des Umwandlungs-Gürtels befindet sich dabei dort, wo dieser Gürtel mit der Innenwand des eigentlichen Schöpfungs-Gürtels, dem Expansions-Gürtel, der Schöpfungsmaterie zusammenstösst.

15. Dönüşüm Kuşağının dış duvarı asıl Yaratılış Kuşağının, Genişleme Kuşağının, Yaratılış Özdek Kuşağının iç duvarıyla buluştuğu yerdedir.

16. Dies also ist jener Raum, der das Festkörper-Universum verkörpert und ebenso genannt wird, weil in diesen drei Räumen das Grobmaterielle existent wird und existent ist, wobei das Grobmaterielle im Umwandlungsgürtel erst durch eine Umwandlung aus Rückständen des vordringenden Schöpfungs-Gürtels existent wird, umgewandelt in Grobmaterielles, heraus aus immaterieller Energie.

16. Bu alan ise Katı Gövde Evrenini içeren kısımdır çünkü bu iç alanda kaba özdek var olur ve var olmaktadır ki bu esnada kaba özdek Dönüşüm Kuşağındayken nüfuz eden Yaratılış Kuşağının kalıntıları yoluyla dönüşerek var olur hâle gelir. Yani özütlü özdek gücünden kaba özdeğe dönüşür.

17. Dies also ist das eigentliche Festkörper-Universum, das sich zusammensetzt aus dem Umwandlungs-Gürtel, dem Universums-Gürtel und dem Ur-Raum-Gürtel.

17. Bu alan ise asıl Katı Gövde Evrenidir ve Dönüşüm Kuşağından, Evren Kuşağından ve Ast Uzay Kuşağından oluşur.  

18. Der Umwandlungsgürtel weist dabei so gigantische Masse auf und ist der dem Schöpfungs-Gürtel nächstgrösste Gürtel darum, weil er verantwortlich dafür ist, dass im durch den Expansions-Gürtel erschaffenen Raum die Umwandlung der feinmateriellen Energien in Grobmaterielles stattfindet, wobei auch zugleich die Zeit in Erscheinung tritt und existent wird.

18. Dönüşüm Kuşağı devasa bir kütle sergilemektedir ve Yaratılış Kuşağından sonra gelen en büyük kuşaktır çünkü bu kuşak Genişleme Kuşağı yoluyla oluşan uzayda ince özdekli gücün kaba özdeğe dönüşmesinde sorumludur.

19. Bereits in diesem Umwandlungs-Gürtel beginnt die Zeit in die Vergangenheit zu laufen, wodurch das Altern entsteht.

19. Hâlihazırda bu Dönüşüm Kuşağında zaman geçmişe akmaya başlar ve bu sayede yaşlanma ortaya çıkar.

20. Das bedeutet, dass in diesem Gürtel der Umwandlung die Chrononen existent werden, die durch das Altern zu Tachyonen werden und die Vergangenheit bilden, die übrigens von den irdischen Wissenschaftlern in kurzer Zeit nachgewiesen werden können.

20. Demem o ki bu Dönüşüm Kuşağında krononlar var olmaya başlar ve yaşlanma sayesinde takiyonlara dönüşerek geçmişi oluştururlar. Bu arada Dünyalı bilim adamları yakında bunu kanıtlayabilecekler.

21. Gleichzeitig nimmt vom Umwandlungs-Gürtel her auch die Geschwindigkeit ab, und zwar in unregelmässiger Form, jedoch in bestimmter Halbwertzeit.

21. Eş zamanlı olarak Dönüşüm Kuşağında düzensiz bir şekilde hız azalır ama yine de belli bir yarılanma süresinde gerçekleşir.

22. Die unregelmässige Abnahme der Geschwindigkeit, die an ihrem Ausgangspunkt und Expansionspunkt 147fache Lichtgeschwindigkeit beträgt, kommt dabei durch gegenseitig sich beeinflussende und verschiedene in ihrer Geschwindigkeit selbst bereits veränderte Zeitströme zustande.

22. Çıkış noktasında ve genişleme noktasında 147 misli ışık hızına tekabül ederek düzensiz bir şekilde hızın azalması yüzünden birbirlerini zıt olarak etkileyip hızlarında hâlihazırda değişmiş farklı zaman akımları ortaya çıkmaktadır.

23. Im Innenzentrum des Universums befindet sich der eigentliche Ur-Kern, der sich mit jedem Rücksturz der Schöpfung, also des gesamten Universums, sich in verdoppelnder Form vergrössert.

23. Evrenin iç merkezinde Ast Çekirdek bulunmaktadır ve bu da Yaratılışın her daraldığı zamanda iki misli büyümektedir.

24. So wird der Ur-Kern beim nächsten Rücksturz dann doppelt so gross sein, wie er eben heute ist.

24. Yani, Ast Çekirdek bir sonraki daralmada günümüzde olduğundan tekrar iki misli büyümüş olacak.

25. Aus diesem Ur-Kern bezieht das dann im Ur-Raum-Gürtel ruhende Energiefeld, die in sich zurückgestürzte Schöpfung, neue Energien zur neuerlichen Ausweitung zur nächsten Universumsform, wodurch dann nach Ablauf der Schlummerzeit ein neuerlicher Ur-Knall stattfindet und eine neue Expansion ein neues Universum erschafft, in allgemein allen Dingen sehr viel mehr verfeinerter Form, was bedeutet, dass alles Grobmaterielle nicht mehr so stabil sein wird wie in diesem Universum.

25. Bu Ast Çekirdekten Ast Uzay Kuşağında bekleyen güç alanı - iç içe katlanmış Yaratılış - bir sonraki evren biçimleri için gerekli yepyeni genişleme adına yeni güçler edinmektedir ve bu sayede uyuklama döneminden sonra yepyeni bir Büyük Patlama ortaya çıkarak yeni bir genişleme yeni bir evren yaratır ve bu yeni evrende her şey daha incelmiş (katılıktan arıtılmış) bir durumda olup artık kaba özdek o kadar da durağan bir hâlde bulunamaz.

26. Der Ur-Raum-Gürtel selbst ist jener Teil des Universums, aus dem heraus sich die Expansion der Schöpfung ereignet, in dem die Schöpfungsenergie andererseits aber nach jedem Rücksturz auch schlummert, sich weiterentwickelt und neuer Grundkräfte aus dem Ur-Kern bezieht, um dann eben durch einen neuerlichen Ur-Knall wieder zu expandieren.

27. Ast Uzay Kuşağı ise içinden Yaratılış genişlemesinin gerçekleştiği evrendeki bölümdür ve içerisinde Yaratılışsal güç her daralmadan sonra uyuklayıp daha ileriye gelişerek yepyeni Büyük Patlama sayesinde tekrar genişlemek için Ast Çekirdekten yeni temel güçler edinir.

27. Selbstredend vergrössert sich die Dimension des Ur-Raum-Gürtels auch von Rücksturz zu Rücksturz, denn durch eine jede Ausweitung des Universums und durch die unabänderbar damit verbundene und der äussersten Ausweitung wieder folgende Kontraktion wächst die Masse der gesamten Schöpfung selbst, und zwar in sich stets verdoppelnder Form.

27. Tabii ki Ast Uzay Kuşağının boyutu da daralmadan daralmaya büyür çünkü evrenin geçirdiği her genişleme ve değiştirilemez bir şekilde bununla bağlı olan ve yine dış genişleme geçiren daralma sayesinde bütün Yaratılışın kütlesi daima iki misli bir biçimde büyür.

28. So also wird daraus auch ersichtlich, dass das Werden und Vergehen des Universums einem Urknall-Expansion-Kontraktion-Urknall-Expansion-usw.-Zyklus eingeordnet ist.

28. Dolayısıyla evrenin oluşu ve bozuluşu Büyük Patlama-Genişleme-Daralma-Büyük Patlama-Genişleme vs. gibi bir döngüye bağlı olduğu aşikârdır.

29. Der Zentral-Kern nun verkörpert jenen Gürtel, der aus der eigentlichen Ur-Materie besteht, die als Zeugungs- und Lebensstoff reingeistiger Form ihre Existenz ausübt, als eigentliche Idee-Energie, geschaffen aus einer Ur-Schöpfung heraus, durch deren Kraft erst dieses Universum sich zu kreieren vermochte.

29. Orta Çekirdek ise arı özütlü biçimde doğurganlık ve dirlik maddesi, Ast Yaratılış tarafından yaratılmış ülkü gücü olarak var olan Ast Özdekten oluşan kuşağı oluşturmaktadır.

30. Dieser Zentralkern gleicht einem ungeheuren und sich unaufhörlich selbstaufladenden Akkumulatorblock, der eine uns bisher unmessbare Magnetenergie aufweist, die das bestehende Universum an sich bindet und eine zu grosse Ausdehnung verhindert.

30. Bu orta çekirdek muazzam ve kendisini sürekli bitmek bilmeyen bir şekilde yüklendiren, bizim daha önce rastlamadığımız ölçülemez ve bulunan evreni birbirine bağlayıp çok fazla genişlemesini önleyen bir manyetik güç sergileyen bir akü öbeğine benzemektedir.

31. Diese Kraft gewährleistet, das ca. mit dem Beginn von 47 Billionen Jahren der Expansion die Ausdehnungsgeschwindigkeit von 147facher Lichtgeschwindigkeit abzunehmen beginnt und langsam absinkt, bis die Expansion nach 155,520 Billionen Jahren zum Stillstand kommt und somit der Rücksturz, die Kontraktion, beginnt.

31. Genişleme 155,520 milyar yıl sonra durgunlaşana ve daralma başlayana kadar bu güç yaklaşık olarak genişlemenin 47 milyon yıllık başlangıcında daralma hızı 147 misli ışık hızına düşmeye başlamasını ve yavaşça düşmesini sağlar.

32. So bildet der Zentral-Kern also die eigentliche Kraft- und Lebenszentrale, während der Ur-Kern als eigentlicher Energiespeicher gesehen werden kann.

32. Bu sayede Orta Çekirdek asıl güç ve dirlik merkezini oluşturur ve asıl güç yuvası Ast Çekirdek olarak anlaşılabilir.

33. Jedoch nehmen dieser Zentral-Kern, der Ur-Kern und der Ur-Raum nur einen verschwindend kleinen Bruchteil an Grösse im gesamten Universum ein.

33. Ancak Orta Çekirdek, Ast Çekirdek ve Ast Uzay tüm evrenin yalnızca küçük bir kesrini meşgul etmektedir.

34. Der gigantische Gürtel wird verkörpert durch den Schöpfungsgürtel, der sich in den Zwischenräumen der ihn umgebenden weiteren Universen ausbreitet und neuen universellen Raum schafft.

34. Bu devasa kuşak, çevre evrenlerdeki yarıklarda genişleyen ve yeni evrensel alanlar yaratan Yaratılış Kuşağı tarafından kapsanmaktadır.

35. Dieser Schöpfungsgürtel ist die eigentliche Schöpfung und das Schöpfungszentrum, während der Zentral-Kern mit seinen sieben Lichtjahren Durchmesser sowie der Ur-Raum-Gürtel mit seinem Halbdurchmesser von 103,5 Billionen Lichtjahren jene Gebilde darstellen, die als Universum-Zentralsonne und Universum-Zentralgalaxie bezeichnet werden.

35. Bu Yaratılış Kuşağı asıl Yaratılış ve Yaratılış merkezidir ve yedi ışık yılı mesafeli çapıyla Orta Çekirdek, aynı zamanda 103,5 milyar ışık yılı mesafeli yarıçapıyla Ast Uzay Kuşağı, Evren Orta Güneş ve Evren Orta Galaksi olarak nitelenebilen yapıları tasvir eder.

36. Der Zentral-Kern stellt dabei die Zentral-Sonne des Universums dar, während der Ur-Raum und der Ur-Kern als zentrale Universums-Galaxie ihre Existenz ausüben.

36. Orta Çekirdek, evrenin Orta Güneşini tasvir ederken Ast Uzay ve Ast Çekirdek de orta Evren Galaksisini tasvir etmektedir.

37. Der äusserste Gürtel des Universums nun, den wir allerdings mit seinem Halbdurchmesser von 14 Millionen Lichtjahren nicht mehr zum eigentlichen Universum zählen, ist der Verdrängungs-Gürtel.

37. Evrenin en dıştaki kuşağı, ki biz bunu her şeye rağmen 14 milyon ışık yılı mesafeli yarıçapıyla asıl bir evren olarak saymıyoruz, Kaydırım Kuşağıdır.

38. Dieser hat die Aufgabe, verdrängend nach aussen und gegen angrenzende Universen und gegen den Nichts-Raum des Absoluten Absolutums zu wirken, sozusagen als Ramm-Kraft, die alles von sich weg nach aussen schiebt und verdrängt, um so dem hinter ihm nachstossenden und vordrängenden eigenen Universum den erforderlichen Raum zur Ausdehnung und somit also zur Expansion zu verschaffen.

38. Bu kuşak; dışarıya doğru, sınırdaki evrenlere ve Salt Saltlığın Uzaysızlığına karşı kaydırmacı olarak işlemektedir. Diğer bir deyişle her şeyin, dışa doğru ilerleyerek genişleme için gerekli alanı yaratmaya yönelik dışarıya doğru kayıp yer değiştirdiği bir tokmak gücü de denilebilir.

No comments:

Post a Comment